top of page
Search
Writer's pictureGizem Topsakal Acet

EQ’su yüksek yöneticiler neden daha başarılı?

Bir önceki yazımda “Yeni normal düzende çalışan beklentileri neler?” başlıklı bir paylaşım yapmıştım. Amacım, yeni düzende çalışanlarımızın beklentilerine kulak vermek ve doğru bir yönetim modeli belirleyerek başarıya ulaşmayı sağlamaktı.


Bu haftaki yazımızda ise, çalışanlarının beklentilerine doğru cevaplar vererek, başarıya koşan ekipler yaratmış yöneticilerin hangi konularda güçlü ve başarılı olduklarına değineceğiz.

Hepimizin bildiği üzere, son zamanlarda etkili yönetim bir sanata dönüştü. Günümüzde başarıdan başarıya koşan ekiplerin başındaki yöneticilere baktığımızda görüyoruz ki, ortak özellikleri yüksek EQ.


EQ nedir? EQ’su yüksek yöneticilerin diğerlerinden farkı ne?


EQ: Duygusal zekâ veya yaygın İngilizce ifade edilişiyle EQ (emotional intelligence), insanın kendisine veya başkalarına ait duyguları anlama, sezinleme, yönetme ve yönlendirme yetisi, kapasitesi ve becerisini tanımlar.

EQ'su yüksek yöneticiler, diğerlerine nazaran hem kendi yeteneklerinin farkında hem de birlikte çalıştığı ekibin beklentilerine duyarlılıkla yaklaşarak, doğru bir yönetim modeli ile iş hayatında başarı ve mutluluğu yakalar.

Dilerseniz gelin EQ’su yüksek yöneticileri başarıya ulaştıran davranışsal boyutlar nelermiş; inceleyelim.



  • 'Ben' değil, 'biz' dilini kullanarak yukarıdan aşağıya hiyerarşik bir iletişim yapısı yerine, esnek bir iletişim yapısı kuruyor.

  • Ekip arkadaşlarının farklı karakter ve yetkinliklerde olduğunu biliyor ve onları tek tip bir modele büründürmektense, görev dağılımı ve delegasyonu karakter ve yetkinliklere göre belirliyor.

  • Hem ilişki yönetiminde hem de iş süreçlerinde şeffaflığa önem veriyor.

  • Çift yönlü geri bildirim mekanizmasını doğru yürütüyor. Geri bildirimleri bireysel ve doğru bir hitapla yapıyor ve gelen geri bildirimleri de açıklıkla göğüsleyerek değerlendiriyor.

  • Kendisini, tüm durumlarda ekibini destekleyen ve arkasında duran bir güç unsuru olarak konumlandırıyor.

  • Karşılıklı saygı sınırlarının dengesini doğru kurguluyor. Böylece hem saygı görüyor hem de çalışanlar kendi iş/yaşam dengesine müdahale edildiğini hissetmiyor.

  • Ekibindeki yeteneklerin gelişimine yatırım yapıyor. Böylece ekip arkadaşları, kariyerlerinde köreldikleri düşüncelerine kapılmanın aksine, gelişmenin tadını çıkarıp motive oluyorlar.

  • Adaletli bir yönetim modeli oluşturarak ekibindeki herkesin eşit ve adaletle yönetildiğinin hissetmesini sağlıyor.

  • Ekibine yol göstererek sorumluluk bilinçlerini artırıyor. Bu sayede çalışanlar işlerini daha çok sahipleniyor ve özgüvenleri artıyor.

  • Takdir, teşekkür ve gerektiğinde ceza uygulamalarını doğru kurguluyor. Bu sayede ekip arkadaşları tüm çaba veya yaklaşımlarının hak edilen karşılığını adaletli bir şekilde alıyor.

Gördüğümüz üzere EQ’su yüksek olan yöneticiler, diğerlerine nazaran; çalışanlarına daha duyarlı davranıyor. Bu da onu ve ekibini başarıya götürüyor. Aslında yukarıdaki davranışsal boyutlara baktığımızda, zorlanmadan yapabileceğimiz ve bu sayede başarıya göz kırpacağımız çok basit 10 boyuttan bahsettik.


Hadi şimdi biraz kendimize dönelim ve şeffafça soralım: Gerçekten doğru bir yöneticilik tarzı sergiliyor muyuz? Eğer sergiliyorsak kendimizi kutlayabiliriz. Fakat sınıfta kaldıysak uygulamaya ilk maddeden başlayabiliriz.



Sevgilerimle.

Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page